Scientific Mining Journal

Scientific Mining Journal

Volume 23 - No 2 (June 1984)
Potansiyel Alanlarda Yukarı ve Aşağı Analitik Uzanımlar
DOI 5-18 Rahmi Pınar

ÖZET

Fuller (1967) türev ve analitik uzanımlar için önceki araÅŸtırmacıtarca verilen iÅŸleçlerin (operatör, katsayı) kullanılmasıyla düşülen yanılgıları ortaya koyarak bu alanda kuÅŸkusuz büyük bir geliÅŸim saÄŸlamıştır. Ancak Fuller‘in verdiÄŸi iÅŸleçler kullanılarak yapılan iÅŸlemlerin kuramsal verilere uyumunun araÅŸtırılması, eÄŸer uyumsuzluklar varsa en küçük düzeye indirilebilmesi için iÅŸlecin yeniden düzenlenmesi gerekir. Bu amaçla Fuller‘in analitik uzanım iÅŸleçleri irdelenerek kuramsal uzanımla olan ayrılık en küçük düzeyde kalacak ÅŸekilde iÅŸleçler yeniden düzenlenmiÅŸtir. Fuller‘in iÅŸleci yeniden düzenlenirken özellikle çeÅŸitli pencere iÅŸlevleri uygulanarak pencereüemenin önemi üzerinde durulmuÅŸ ve uygun bir pencere iÅŸlevi seçilmeye çalışılmıştır. Yine kuramsal deÄŸerlere en yakın îÅŸleç boyunun ne olması gerektiÄŸi araÅŸtırılmıştır. Kullanılan iÅŸlecin dairesel bakışımlı olmasına özen gösterilmiÅŸtir. Tüm bu yöntemler kullanılarak uygulamada kuramsal deÄŸerlere daha iyi uyan daha az yanılgıları içeren yeni iÅŸleçler elde edilmiÅŸtir. Yeni düzenlenmiÅŸ iÅŸlerin, Fuller‘in iÅŸlecfne göre baÅŸarısının araÅŸtırılması için de bir kürenin h=0, h=1 ve h=2 düzlemlerinde deÄŸerleri hesaplanmıştır. Sıfır düzlemindeki kuramsal verilere Ã¶nce Fuller, sonra da düzeltilmiÅŸ iÅŸleçler uygulanarak kuramsal uzanımla uyumları istatiksel olarak sınanmıştır. Fuller iÅŸlecinin uygulanması sonucu elde edilen uzanımla kuramsal uzanım arasında merkezide, h=1 düzleminde 0.21, h=2 düzleminde 0.45 mutlak yanılgı olduÄŸu saptanmıştır. Buna karşın düzeltilmiÅŸ iÅŸletin merkezde h=1 düzlemindeki kuramsal analitik uzanımla olan mutlak yanılgısı 0.08 de kalmıştır. İstatiksel sınama sonucunda ise düzeltilmiÅŸ iÅŸlecin Fuller‘in iÅŸlecine göre 0.95 güvenirlilik sınırında kuramsal! deÄŸerlere daha Fyı uyduÄŸu saptanmıştır.

SUMMARY

Fuller (1967) who showed ıhe pitfalls öf derivative and analytical continuation operators given by earlier workers, made great improvements in this field without any doubt. But the operators given by Fuller himself have to be tested against theoretical data for correlation, if there are discrepancies, the operators have to be rearranged to reduce these discrepancies to minumum level. For this purpose, the operators were modified while keeping the deviations from theoretical analytical continuation to g minimum level after re-analysing the operators of Fuller‘s analytical continuations. While modifying the Fuller‘s operators, various window functions were especially tested in order to find an appropriate window. The optimum operator length Which can give the best theoretical values was searched by applying all the methods mentioned above Operators were also tried to be circulary symmetrical. New operators. Which can fit much better to theoretical data and contain less error in application, were obtained. Theoretical values of a sphere were calculated for h=0, !h=1 and h=2 planes to carry out necessary tests. Firstly Fuller‘s and then the modified operators were applied, to h=0 plane theoretical data to test the correlations with the theoretical continuations statistically it was obtained that the absolute errors at the centre compared with theoretical continuations were 0.21 and 0.45 for h=1 and h=2 planes respectively for Fuller‘s operators. However, the absolute error at the centre compared with the theoretical continuation was only 0.08 for h=1 plane for the modified operators. After statistical tests, it was determined that the modified operators correlate much better, than that of Fuller‘s operators to theoretical values for 0.95 confidence limit.

Kömürün Depolanmasında Karşılaşılabilecak Sorunlar ve Alınacak Önlemler
DOI 19-24 Dr. Gündüz Ökten, Sina Yazıcı

ÖZET

Kömür depolamanın en önemli sakıncası, oksidasyon sonucu kendiliÄŸinden kızışma ve açık alevli yangınların ortaya çıkmasıdır. Bu makalede kömürün oksidasyonuna karşı alınacak önlemler kısaca açıklanmıştır. Ayrıca, stok yapılırken dikkat edilmesi gerekli noktalar ve oluÅŸabilecek yangınlarla mücadele yöntemleri hakkında pratik öğütler sunulmuÅŸtur.

ABSTRACT

The basic disadvantage of stocking coal is the occurence of spontaneous heating and then open fires as the results of oxidation. In this paper, the factors affecting the oxidation of coal, the safety precautions for oxidation, the important determinations in stockpiling, fire fighting procedures are briefly stated and practical recommendations are presented

Çekmekepçe (Dragline) Örtükazı Yöntemleri ve Tunçbilek Uygulaması - Stripping Methods Using Dragline And Their Applications İn Tunçbilek Area
DOI 25-42 Metin Özdoğan

Ö Z E T

Bu yazıda, yürüyen çekmekepçe örtükazı yöntemleri tartışılmış ve özellikle enii dilim yöntemi üzerinde durulmuÅŸtur. Tunçbilek açık ocuklarında 20 - 40 Yd3‘lük çekmekepçe yerkazarlarda enli dilim yöntemi uygulaması ayrıntılı olarak verilmiÅŸtir. 10 yıllık bir süreyi aÅŸmış bulunan Tunçbilek uygulamasından çıkarılan sonuçlar, elde edilen deneyimler verilerek, yeni kurulmakta olan açık linyit iÅŸletmelerinde çalışan uygularnacı mühendislere aktarılmaya Ã§alışılmıştır. 

ABSTRACT

In this paper stripping methods using Walking dragline are discussed with a special emphasis on the extended bench method. Extended bench method applications at Tunçbilek surface mines with 20 - 40 cu. yd. walking draglines are given in detail. Conclusions drawn ahd experience gained from the Tuncbilek application for more than 10 years were tried to be conveyed to engineers of the new surface lignite strip mines being established.

 

Deniz Hukuku ve Denizlerdeki Mineral Kaynakları - The Law Of The Sea And Mineral Resources
DOI 43-52 M. Işık Turgay

ÖZET

BirleÅŸmiÅŸ Milletler Üçüncü Deniz Hukuku Konferansı SözleÅŸ- me‘sinin 1982 yılı sonunda, uluslararası toplumun büyük bir ço- ÄŸunluÄŸunca imzalanmış olması uluslararası alanda yeni bir düzenin baÅŸlamasına yol açmıştır. SözleÅŸme, geniÅŸliÄŸi sınırsız iki boyutlu denizlerdeki alışılmış serbest kullanım ilkesini, yüzeyleri kadar derinliklerindeki kaynakların da söz konusu edildiÄŸi, sınırlı geniÅŸlikte ve üç boyutlu denizlerdeki iÅŸletmecilik ilkesine dönüştürmekte, Kuzey ile Güney arasında bilimsel ve endüstriyel alanda yeni iÅŸbirliÄŸi olanakları yaratmaktadır. Denizlerin «Ã–zel Ekonomik Bölge» «Uluslararası Alan» olarak ikiye ayrıldığı SözleÅŸme‘de; kıyı ülkelleri, özel ekonomik bölgelerindeki, baÅŸta petrol olmak üzere tüm mineral kaynakları üzerinde ulusal egemenlik haklarına sahip olmaktadır. İnsanlığın ortak mirası olarak kabul edilen Uluslararası Alan‘daki, polimeta‘lik yumrular ve son yıllarda bulunan polimetalik sülfitler gibi son derece önemli zenginliklerin araÅŸtırılma ve iÅŸletilmesi ise kurutacak «Uluslararası Denizyatağı Yönetimibnin denetiminde olacaktır. Uluslararası Alan‘daki denizyatağı madenciliÄŸinin gerçekleÅŸmesi konusunda artık herhangibir kuÅŸku yoktur, ve denizler dünya ekonomisinde çok önemli bir rol oynamanın baÅŸlangıç aÅŸamasındadır.

ABSTRACT

The signing of the third United Nations Convention on the law of the sea by the overwhelming majority of the international community international order. The Convention replaces the tradional laissez faire system of freedom of the seas with an emerging system of management. In place of the two-dimensional boundless sea the Convention deals with a finite threai-dimensional resource; its depth is of as much economic interest qs its surface and it creates new forms of scientific and ndustral cooperaton between North and South. The Treaty divides the ocean ‘into two large areas: «Exclusive Economic Zone» over which the coastal state has national jurisdiction on ail sort of resources, including petroleum and other minerals, and the «International Deep Seabed». All resources of international deep seabed nrluding the polimetaliic nodules and pollymetallic sulfides which have been found in recent years are considered als «Common Heritage of Mankid». These resources are proved to be of vital economical importance and their exploration and exploration and exploitation will ve dnder control of «International Seabed Authority» which ise being planned to be established.  

Geliştirilmiş Laboratuvar Flotasyon Hücresi - The Modified Laboratory Flotation Cell
DOI 53-56 Gülhan Özbayoğlu, Cahit Hiçyılmaz

ÖZET

Laboratuvar çaplı flotasyon hücrelerinde deney süresince palp düzeyinin sürekli deÄŸiÅŸmesi ve köpük alma iÅŸleminin araÅŸtırıcıya bağımlı olması gibi nedenlerle tekrarlanabilir sonuçlar alınmasında güçlük çekilmektedir. Bu sakıncaların giderilmesi için Denver Sub-A Flotasyon hücresinde bazı deÄŸiÅŸiklikler yapılmıştır. GeliÅŸtirilmiÅŸ hücre, köpük alma iÅŸlemini kiÅŸiye baÄŸlı olmaktan kurtarmakla kalmayıp, flotasyon hızını arttırmış ve standart sapması düşük sonuçların elde edilmesine olanak vermiÅŸtir.

ABSTRACT

In the laboratory flotation cells, due to the continuous changes in the pulp level add operator dependent froth removal, it is difficult to obtain reproducible results. In order to minimize them, some modifications have been made on Denver Sub-A flotation cell. Modified cell does not only reduce the operator dependency of froth removal, but also it improves the flotation kinetic by increasing its rate. It gives the possibility to obtain reproducible results with low standart deviation.